Jön Türk- Ahmet Mithat Efendi



 Fikir Talimi Kulübü olarak Kitap Tahlili programımız kapsamında ilk toplantımızı gerçekleştirdik.Tanzimat 1. Dönem sanatçılarından Ahmet Mithat Efendi’nin “Jön Türk” adlı kitabını ele aldığımız ilk toplantımızda dönemin edebiyat özelliklerinden Abdülhamit yönetimine; eserin dil yapısından karakter özelliklerine geniş bir kapsamda değerlendirmelerimizi yaptık.

 Katılımcılarımızın fikirlerini,analizlerini paylaştığı toplantımızın önemli başlıklar şu şekilde:
Tanzimat Dönemi Edebiyatından önce Tanzimat Fermanı’nın ilanının sebeplerini,getirdiklerini konuştuk.
·         Tanzimat Fermanı 3 Kasım 1839’da Sultan Abdülmecid döneminde Mısır Valisi Mehmet Ali Paşa olayı karşısında Avrupa’nın iç işlerine karışmasını önlemek ve Fransız İhtilali ile yayılan “milliyetçilik” akımının etkisini azaltmak için yayımlanmıştır.
·         Can,mal ve namus güvenliğini sağlamak,vergide adalet,rüşvetin engellenmesi gibi konuları ele almış; uygulamada çok başarılı olamasa da Osmanlı’da toplumun her yönünü etkileyen çağdaşlaşma ve batılılaşma hareketlerine ön ayak olmuştur.
·         Devletin kendisini yenilemesi gerektiğini söylediği bu ferman Osmanlı’da demokratikleşmenin ilk somut adımı olarak kabul edilmiştir.

Kitabı anlamak için dönemin özelliklerine ve özellikle 1. Dönem Tanzimat Edebiyatı özelliklerine kısaca değindik.
·         Batılı tarzda eserlerin verilmeye başlandığı dönemdir.”Hak”, “adalet”, “özgürlük”, “vatan” gibi kavramlar önem kazanmıştır.
·         Yazı dili halk diline yaklaştırılmaya çalışılmış,toplumcu bir anlayış benimsenmiştir.
·         Edebiyat toplumu bilinçlendirmek için kullanılmıştır. (Ahmet Mithat’ın eserlerinde bunu çok  net görebiliriz)
·         Sanatçılar kişiliklerini gizlememiş,”toplum için sanat” anlayışı görülmüştür.
Yine dönemi daha iyi anlamak adına Abdülhamid döneminin bir “istibdat” dönemi olup olmadığı katılımcılar arasında tartışılmış,Jön Türk yapılanması,Abdülhamid dönemindeki “sansür” uygulaması gibi konular ele alınmıştır.
Haftanın teması olarak da belirlediğimiz “Batılılaşma İle Gelen Kimlik Bunalımı” konusu etrafında gelişen roman karakterler Nurullah,Ceylan,Ahdiye ve aileleri etrafında şekillenmiştir.Romanda Batılılaşmayı yanlış anlamış-uygulamış,Feminizm akımına sıkı sıkıya bağlı Ceylan’ın Nurullah’a karşı olan sevgisinin bir takıntı hale gelmesi ve Nurullah’ı elde etmek için yanlış yollara başvurmasıyla onu kaybetmesi olayların başlangıcıdır.Batılı bir eğitim almış,çağdaş ama geleneklere bir o kadar bağlı Nurullah,hareketlerini aşırı gördüğü Ceylan yerine Ahdiye ile evlenmeye karar verir ve o güne kadar istediği her şeyi elde etmiş Ceylan bunu kabullenemez,hayfiyelik görevinde bulunan babasının yardımlarıyla elinden geldiğince Nurullah’ın ve ailesinin hayatlarını mahvetmeye çalışır.Son olarak artık Ahdiye ve Nurullah’ın mutluluğuna engel olamayacağını anlayan Ceylan feci bir şekilde,kendini yakarak,hayatına son verir.
Daha sonra kitabı Ahmet Mithat Efendi’nin edebi kişiliği bağlamında inceleyerek,kitaptan katılımcıların bu yönde ilgisini çeken paragrafları paylaştık.Buradan çıkan bazı başlıklar şu şekilde oldu:
·         Ahmet Mithat Efendi, “toplum için sanat” anlayışı çerçevesinde kitap boyunca gerçekleşen olayların çok büyük bir kısmında ders verme,bilgilendirme amacı gütmüştür.
·         Batılılaşmayı iyi bir adım olarak görürken,abartılması durumunda başa gelebilecek belalara özenle vurgu yapmış,karakterler ve olaylar üzerinden fikrini pekiştirmiştir.
·         Yine o dönemin moda akımı olan Ceylan üzerinden anlatılan Feminizm akımına dair fikirlerini paylaşmış,kadınların eğitiminin önemini vurgularken aynı zamanda yaratılıştan kaynaklanan eşitsizlik düşüncesini paylaşmıştır.
·         Tanzimat’ın en önemli kavramlarından olan “hürriyet”in dengesinin sağlanması gerektiğini söylemiştir.

Kitap tahlili yapmada en önemli konulardan olan karakter analizlerimiz de aşağıdaki gibi özetlenmiştir:
Nurullah:
·         Batılı iyi bir eğitim almış
·         Ahlaklı(Ahmet Mithat Efendi’ye göre)
·         Temkinli
·         Ceylan’ın eleştirisine mahruz kalmasına ve “mıymıntı”,”adam içinde adam” şeklinde tanımlanmasına sebep olan özelliği ise her ne kadar Batıya dair yeni tüm değerleri biliyor,fikir olarak doğru buluyor olsa da praktikte uygulayamamasıydı.
·         Alafranga ve alaturka arasında bir çizgide kalmış
Ceylan:
·         Batılılaşmayı yanlış anlamış ve abartmış
·         Feminizm,serbest evlilik,kadın-erkek eşitliği konusunda sert çizgileri olan
·         Henüz çocukken karşı karşıya kaldığı büyük sevgi ve hayranlıklar dolayısıyla şımarık ve yaşının gereği gibi davranmayan
·         Özgürlükçü kişiliğini ailesinin kendisini yetiştirdiği fazla rahat ortamda kazanmış bir karakter
Ahdiye:
·         Ahmet Mithat Efendi’nin anlayışına göre iyi bir aile kızı
·         Geleneklere uygun
·         Gereken eğitim-öğretimi görmüş bir karakter
Kazım Bey:
·         Ceylan’ın babası
·         O dönemdeki rüşvet olaylarına vurgu yapan
·         Kendi kişisel çıkarları için görevini kötüye kullanmış bir karakter

v  Aynı zamanda  burada Kazım Bey ve Nurullah üzerinden şu karşılatırma yapıldı:
Kazım Bey gençlik zamanlarında Jön Türk fikirlerine sahip,yasaklı kitapları okuyan biri iken göreve geldiği hafiyelik mesleğinde çıkarlarını korumak adına kendinden,düşüncelerinden ödün vermiştir.Aynı şekilde Nurullah başlarda Jön Türk fikrine çok fazla yakın olmasa da haksız yere sürgüne yollanılması sonrası özgürlükçü,yönetimi eliştiren düşünceleri gelişmiştir.

Ve programımızın eğlenceli köşelerinden biri olan “BUNLARI BİLİYOR MUYDUNUZ?” köşesinde bu hafta!
v  Ahmet Mithat Efendi 1880 yılında Beykoz’da bir çiftiliğe taşınır.Çiftliğin bahçesinden su çıkması üzerine bu suya “Sırmakeş” adını vererek şişede su satmaya başlar.





Yorumlar

Popüler Yayınlar