Devlet Kuşu- Orhan Kemal

 Fikir Talimi Kulübü olarak gerçekleştirdiğimiz “Türk Edebiyatı’nın Son 150 yılı: Tanzimat’tan Günümüze” adlı kitap tahlili programımızı bu hafta Orhan Kemal Müzesi’nde gerçekleştirdik. Türk edebiyatının büyük ustaları arasında yer alan Orhan Kemal’in Devlet Kuşu adlı romanını tahlil ettik.
Tahlilimize ilk olarak, yazarın hayatı ve edebi kişiliğinden başladık. Orhan Kemal’in hayatından kısaca bahsedecek olursak:
·        Asıl adı Mehmet Raşit Öğütçü’dür. ‘Orhan Kemal’ eserlerini yayınlarken kullandığı takma adıdır.
·        Askerliğini yaptığı sırada komünizm propagandası yapmak suçundan 5 yıl hüküm giydi. İlk şiirini Kayseri hapishanesinde yazdı. Buradan Bursa cezaevine nakledildi. Orada Nazım Hikmet’le tanıştı. Onun toplumcu görüşlerinden etkilendi ve kendisinden Fransızca, felsefe ve siyaset dersleri aldı. Orhan Kemal’i şiir yerine roman ve öykü yazmaya teşvik eden kişi yine Nazım Hikmet’ti.
·        Tahliyesinin ardından çeşitli işlerde yer aldı ancak hiçbiri uzun süreli olmadı ve geçim sıkıntısı çekti. İstanbul’a yerleştikten sonra hayatını yazarlıkla kazanmaya başladı.
·        1966’da yaptığı bir konuşma nedeniyle tekrar komünizm propagandası yaptığı gerekçesiyle yargılandı ancak suçsuz olduğu ispatlanınca serbest bırakıldı.
·        Toplumcu gerçekçi anlayışa sahip olan Orhan Kemal; eserlerine memleketi olan Adana’daki toprak ve fabrika işçilerinin dünyasını, İstanbul’daki gecekondu mahallelerini ve fabrika çevrelerini yansıttı.
Genel hatlarıyla, pay alamadığı zenginlikten yer kapmaya çalışanların çelişkili hikayelerinin anlatıldığı kitabın özeti şu şekildedir:
Mustafa orta ve alt sınıftan insanların ikamet ettiği bir mahallede yaşayan, göçmen bir ailenin en büyük çocuğudur. Askerliğini yapmış fakat ortaokulu bitirmemiş ve işsizdir. Bu sebeplerden dolayı sık sık babasıyla kavga etmektedir. Bu kavgalarda annesi, onu babasına karşı her zaman korumaktadır. Bu davranışından dolayı annesi, Mustafa için hayatında anlam ifade eden tek kişidir. Annesine göre ise Mustafa, onun zengin olma hayallerinin ana kaynağıdır. Zira, Mustafa çok yakışıklıdır ve annesi sürekli onu zengin bir kızla evlendirip rahata erme sevdası içindedir. Mustafa karşı komşuları olan Aynur’a aşıktır ancak; bir işi olmadığı ve bu şekilde kıza bakamayacağı için ona aşkını itiraf edememektedir. Mustafa; yakın arkadaşları olan Sülo ve Çingene ile küçük bir köfteci dükkanı açıp hayatını o şekilde kazanmanın hayalini kurmaktadır. Bir gün evlerinin karşısındaki arsada, eskiden kaymakam, şimdilerde ise karaborsacı Zülfikar Bey bir apartman yaptırmaya başlar. Mustafa’nın babası Mehmet ve onun adeta aileden biri kadar yakın olan arkadaşı Bayram apartmanın bekçiliğini yapmaktadır. Bu şekilde aileler zamanla birbirini tanımaya başlar. Zülfikar Bey’in Hülya adındaki çirkin ve hasta kızı, bu fakir muhiti okuduğu romanlardakilere benzetir ve bir gün annesi ve babasıyla birlikte apartmanın bulunduğu mahalleye gider. O sırada Mehmet onları kendi evlerine buyur eder. Hülya burada Mustafa’nın fotoğrafını görür ve onu çok beğenir. İşsiz olduğunu öğrenince ona babasının yanında iş teklif eder. Mustafa her ne kadar istemese de çevresindekilerin baskıyla bu işi kabul eder. Ardından da Hülya ile evlenir. Nihayet, Mustafa’nın ailesi rahat bir yaşama kavuşmuştur. Zülfikar Bey, bir gün Mustafa’nın Hülya’yı bırakıp gitmesinden korktuğu için ona çok baskı kurar. Mustafa bu baskılara dayanamaz ve aynı zamanda aşık olduğu Aynur da sürekli aklındadır. Ailesi ve arkadaşları için kabul ettiği bu işe, bir gün sarhoş bir vaziyette eve gelip Zülfikar Bey’den hıncını alarak son verir. Hülya, Mustafa’ya aşıktır ve onun gitmesi Hülya’yı derinden etkiler. Zaten hasta olan kız bu olay üzerine hastaneye kaldırılır. Doktor Mustafa’yı görmesinin onun iyileşmesi yolunda olumlu bir etki yaratacağını söyler. Annesi ve babası Mustafa’yı geri döndürmek için uğraşırlar fakat; Mustafa bunu kabul etmez. Zülfikar Bey canından çok sevdiği kızının bu haline çok üzülür ve Mustafa’yla konuşmaya gider. Ona son bir kez hastaneye gelmesi için yalvarır. Mustafa kabul eder ve Hülya’yı görmeye gider.

Kitaptaki karakterlerin incelemesi şu şekildedir:
Mustafa:
·        Başıboş
·        Gününün çoğunu arkadaşlarıyla eğlenerek geçirir
·        Geleceğe dair emelleri vardır
·        Manevi dünyası hakkında konuşmayı pek sevmez
Zülfikar Bey:
·        İnsanları küçük görür
·        Parası ile her şeyi elde edebileceğini düşünür
·        Kızına çok düşkündür
Hülya:
·        Okumayı sever
·        Hayalperesttir
·        Tatlı dilli ve sevecendir
Aynur:
·        Kapalıçarşı’ya dikiş işleri yapar
·        Dul annesi ile birlikte yaşar
·        Mustafa’ya olan aşkına hep sadık kalmıştır


Kitabı özetle değerlendirecek olursak:
Mustafa’nın, ailesinin ve yakın arkadaşlarının sefaletten kurtulmak için kolay yolu seçmesi romandaki tüm karakterlere zarar vermiştir. Bu sosyal adaletsizliklerle hep birlikte baş edip köklü bir çözüm bulmak yerine kısa yolu -sınıf atlama yolunu- tercih ediyorlar ve bu durum da birçok sıkıntıyı beraberinde getiriyor. Oysa doğal yetenekler ve toplumsal konumda adil bir paylaşım yoktur. Ancak bu durum adaletsizliği göz ardı etmek için ileri sürülemeyeceği gibi adaletsizliğe boyun eğmeyi de meşrulaştırmaz. Bu yolda aşkından vazgeçen Mustafa hem sevdiği kız Aynur’a hem de evlendiği kız olan zengin Hülya’ya gerçekten zor dönemler yaşatıyor. İnsanların hayatlarını çok güzel kaleme alan Orhan Kemal’ in sınıf atlamakla sınıfta kalmak mücadelesini anlattığı bir eseridir.








Yorumlar

Popüler Yayınlar